Sözlük anlamı olarak “Düşmek” manasına gelen Iskat kelimesi İslam’da bir hak ya da mükellefiyeti düşürmeyi ifade eder.
Literatüre bakıldığında ıskat, “ıskāt-ı cenîn”in kısaltılmış olan biçimidir. Ayrıca “anne karnında bulunan ceninin düşürülmesi” ya da “ıskāt-ı salât” ve “ıskāt-ı savm” ifadesinin kısaltılmış şekli olarak “bir bireyin sağlığında ifa edememiş olduğu bazı ibadetler ile ilgili yükümlülüğün ölümünden sonra fidye ile ödenerek düşürülmesi” manalarında kullanılır.
Ölü İçin Iskat veya Devir Yapılması Uygun Olur mu?
Iskât, üzerinde ki borcu düşürmek olarak ifade edilir. Iskât-ı salât kavramıysa, ölmüş olan bir insanın üstünden, kazaya kalmış bulunan farz namazları ile birlikte vitir namazları borcunu düşürmek ve affettirmek ümidi ile yapılmakta olan bir tasadduk şeklidir. Iskât-ı savm kavramı da, ölünün üstündeki oruç borcunu düşürmek anlamındadır.
Iskâtın Hükmü Nedir?
Ölünün üstünden, sağlığında mazereti nedeniyle tutamadığı oruç borcunun düşürülmesi amacı ile fidye verilmesi konusu, hem âyet içinde, hem de hadîs ile beraber sabittir. Resûlüllah Efendimiz (asm) şu şekilde buyurmuştur: “Bir kimse üstünde bir aylık olan Ramazan orucu borcu var iken ölürse, o kişinin her günü için yoksul biri doyurulsun.” şeklinde ifade edilmiştir.
Iskatta Ölen Bir Kişinin Namaz ve Oruç Borcu Nasıl Ödenebilir?
Peygamber Efendimiz bu hususu şöyle ifade ediyor:
“Hiç kimse bir başkası için oruç tutamaz, hiç kimse de başka biri için namaz kılamaz; fakat o kişinin adına yemek yedirebilir.” şeklinde bu konuyu ifade etmiştir.