Ferdinand Macellan, zengin bir ailenin çocuğu olarak bir bahar mevsiminde 1480 yılında Portekiz’de dünyaya gelmiştir. 10 yaşında eğitim hayatına başlayan, Macellan amcasının başında olduğu Kraliyet Donanma Okulun’a yazılarak eğitim hayatına ilk adımını atmış oldu. İlk eğitimine denizcilik ile alakalı bir okulda başlayan Macellan’ın gençliği Portekiz’de önemli denizcilerle birlikte geçti. Ferdinand Macellan’ın maceralarına biz onun denizde yaptığı uzun seyahatlerine eşlik eden Portekizli Antonio Pigafetta’nın anılarını yazması sayesinde günümüze ulaşmıştır.

Ferdinand Macellan Ne Keşfetmiştir?
Macellan’ın ölümünden sonra, mürettebatından geriye kalanlar yolculuklarına devam etmişlerdir. 6 Eylül 1522’de İspanya’ya döndüklerinde kafilede sadece 18 kişi kalmıştı. Böylece Dünya’nın yuvarlak olduğunu deniz yolculuğu ile yapılan keşif sonrası ortaya çıkmıştır. Ferdinand Macellan’ın yaptığı bu keşifler sonrası artık dünyanın yuvarlak olduğu tezi kesinlik kazanmış oldu. Bilim dünyasında Ferdinand Macellan’ın ismi ise Dünya’nın yuvarlak olduğunu keşfeden denizci olarak tarih kitaplarında yerini aldı.
Ferdinand Macellan Hayatı
Hayatı denizlerde geçen Macellan’ın ilk deniz macerası 1505’de başladı. O tarihten sonra 1521 yılına kadar denizlerde hayatı geçen Macellan’ın hayatı Asya’da Filipinler’de son bulmuştur. Filipinler’de saldırı sonucu ölen Macellan Dünya‘daki önemli denizcilerden bir tanesidir.

Buna da Bakınız: Dünyada Hintçe Konuşan Ülkeler (13 Ülke)
İlk denizcilik yolculuğuna daha çok genç yaşta sayılacak 25 yaşında çıkan Macellan, bu ilk görevinde Francisco de Almeida’yı Portekiz genel valisi olarak Hindistan’a götürmüştür. 1511 yılında Fas’a gönderilen Ferdinand Macellan burada Azamor Savaşı’na katılmıştır. Savaşta dizinden ciddi bir biçimde yaralanmıştır. Bunun dışında Hindistan’da ve Fas’ta çarpışmalara katılmıştır. Fas’taki çarpışmalar sonrasında ayağından sakatlanmıştır. Bir dönem Portekiz kralı ile arası açılan Macellan, karalın gözünden düştü ve kısa bir süre sonra Portekiz donanmasındaki görevine son verildi.
Bu olaydan sonra 1517 yılında İspanya’ya gitti. İspanya’ya gitmesi ona yeni kapılar açtı ve Kral Beşinci Şarl tarafından İspanya donanmasında görevlendirildi. Denizciliğin yanı sıra coğrafyaya da oldukça meraklıydı. Bu merakı ona bir çıkarımda bulunmasına neden olmuş ve onun bu çıkarımına göre hep batı istikametine yol alınması halinde doğu ülkelerine ulaşılabileceğini savunmaktaydı. Hatta bu teorisine o kadar inanıyordu ki bunun gerçekleştirilmesi için zamanın Portekiz kralından yardım bile istedi.
Onun bu isteği Portekiz Kralı tarafından kabul görmemiş ve Ferdinand Macellan, bu kez de düşüncesini dönemin İspanya Kralı V. Şarl’a iletmiştir. İspanya kralı kabul etmiştir ve bunun sonucunda Macellan, 20 Eylül 1519 tarihinde beş gemi ve 270 mürettebatla Sanlúcar de Barrameda’dan yola çıkan Macellan, 13 Aralık’ta Rio de Janerio’ya ulaştı. Buradaki nehirler vasıtasıyla batıya geçmek isteyen Macellan bir geçit bulamayacağını anlayınca Latin Amerika’nın güneyine doğru yola çıktı. Kıyı boyunca güneye doğru inmeye başladı ve 1520’de adının tarihe yazılmasını sağlayan Macellan ismi verilen geçidi keşfetti. Macellan Boğazı’na giren filo, bu boğazda büyük sorunlar yaşadı ancak çıkmayı bildi. Böylece Büyük Okyanus’u kuzeybatı doğrultusunda aşmış oldu.
Bu sırada bir çok sorunla baş etmek zorunda kalan Macellan, açlık ve zor hava şartlarının gölgesinde bir seyahat gerçekleştirdi. Sadece bu gibi sıkıntılar ile baş etmek zorunda kalmadı daha da fazlası oldu ve birde isyan çıktı. Bu zorlu şartlara rağmen boğazı aşmayı başarabilen Macellan, bu yeni okyanusun sularını Atlas Okyanusu’ndan daha sakin bulduğundan ona Pasifik adını vermiştir.

Pasifik Okyanusu’nda işler o kadar kolay olmamıştır. 98 gün açlık ve sıkıntının gölgesinde geçen bir yolculuk olmuştur. 1521’de Mariona Adalarında Fuan’da karaya ayak basan kafile 16 Mart’ta Filipin Adaları’na geçti. Filipinler’de geçirdiği günler esnasında yerlilerle arasında çıkan ufak çaplı tartışmalar biranda büyüdü ve resmen küçük çaplı bir savaş yaşandı. Macellan 27 Nisan 1521’de Lapu-Lapu önderliğindeki yerlilerle girdiği Mactan Savaşı olarak bilinen bu savaşta öldü.
Yolculuğa para vererek katılan Antonio Pigafetta adlı zengin turist Macellan’ın ölümüyle sonuçlanan olaylara birebir tanıklık etmiştir ve bunu anılarında işlemiştir. Antonio Pigafetta’ın anısında yazdığı olayı şöyle kaleme almıştır: “Sabah olduğunda 49 kişi belimize kadar gelen suya atladık ve suyun içinden kıyıya ulaşana değin iki ok atımı mesafe kadar yürüdük. Botlarımız suyun içindeki kayalardan ötürü daha ileri gidemiyordu. 11 adamı botları korumak üzere geride bırakarak devam ettik. Kıyıya ulaştığımızda 1500 kadar yerli üç bölüm halinde gruplanmıştı. Bizi gördüklerinde savaş çığlıkları atmaya başladılar. Tüfekli adamlar ve okçular yarım saat kadar savaştılar, ancak bir işe yaramadı. Kaptanı tanıyan bazıları üzerine saldırdı ve kafasından miğferini düşürdüler. Bir yerli yüzüne doğru bambu bir mızrak savurdu, fakat kaptan kargısıyla onu derhal öldürdü, kargıyı vücudunda bırakarak. Sonra kılıcına el attı fakat yarıya kadar çekebildi, çünkü bambu mızrakla kolundan yaralanmıştı. Bunu gören yerliler topluca üstüne çullandılar. Biri sol bacağına bir palayla vurdu, bu kaptanın yüzüstü düşmesine sebep oldu. Derhal üzerine bambu ve demir mızraklarla, palalarla saldırdılar. Bizim ışığımızı, aynamızı, yardımcımızı, gerçek önderimizi öldürene değin. Onu yaraladıklarında hepimizin botlara bindiğinden emin olmak için birçok kez geriye dönüp baktık. Sonra onu ölü bir şekilde geride bırakarak biz yaralanmışlar, yenilmişler, elimizden geldiğince hareket etmeye başlayan botlara doğru çekildik.”